En dipte, sıfır noktasında tüm tacizkar pazarlama başladığı yerde spam ( istenmeyen reklam) vardır.
Burada bir izinden bahsedilemez. Belli bir hedef kitleye dönük reklam yayınlayan şirketler reklamın anlamlı olduğunu ve bunun spam olmadığını varsayarlar. Keşke öyle olsa…
Pazarlamanın büyük kısmı aslında spamdır. Televizyon reklamları, bilgi reklamları hariç, spamdır.
Sıradan bir veri tabanına dönük doğrudan postalama spamdır. Radyo reklamları ve de tabiiki posta kutumuzda kutumuzda bulduğumuz broşürlerin tamamı spamdır. En kötüsüde insanların kişisel iletişim araçlarına rahatsız edici gönderilen reklam içerikli e-postalardır.
Posta kutunuzda bulduğunuz broşürlerin çoğu spamdır, çünkü bunun gönderim maliyeti çok düşüktür.
Spam yöntemi uygulayan bir şirket 500 liraya 5.000.000 kişiye e-posta gönderebilir.
Bu düşük ötesi maliyetler, bir şirket, eğer milyonlarca kişinin nefretini göğüsleme becerisine sahipse, herhangi bir yatırıma girişmeksizin para kazanabilir.
İnternet kullanıcıları, internetin sonunun bu spam mesajlar nedeniyle geleceğini kavramış durumdadır.
E-postalar bir süre sonra etkisini tamamıyla yitirecek. Herhangi bir düzenlemenin olmayışı ve gittikçe artan kirlilik bir süre sonra internete tamamıyla hakim olacaktır.
Medya kanallarının artmasına paralel olarak, pazarlama mesajlarının iletimi gittikçe ucuzlayacak. Elektronik medya kullanımının her geçen gün kolaylaşması ve kullanımının artması, baskı maliyetleri sorununu ortadan kaldıracaktır.
Milyonlarca web sitesi ve kablo televizyon kanalları sayesinde, milyonlarca Tacizkar Pazarlama mesajıyla karşı karşıya kalacağız. Sonunda, İzinli Pazarlama kazanacak.
